24 Ocak 2016 Pazar

KÂTİP BARTLEBY – HERMANN MELVİLLE



Bir yaz günü öğrenci evimize misafir olan sevgili yazar ağabeyimiz Gökdemir İhsan, ben ve arkadaşlarıma birer kitap hediye etti. Çantasından çıkardığı üç kitabı bizlere uzatırken bir de baktık ki, kitapların üçü de aynı kitap: Melville’nin Katip Bartleby adlı uzun hikyesi. İletişim Yayınları’ndan 1991 senesinde çıkmış, ilk çeviri baskısı. Sonrasında sorduk ve öğrendik ki, Gökdemir ağabey bu kitaplara bir sahaf tezgahında rast gelmiş, bir(1) liraya satıldıklarını görünce içi elvermemiş ve ne kadar varsa hepsini almış. Çantasında daima birkaç tane taşıyor ve “okur” insanlara hediye ediyormuş. O günün şanslıları da bizdik!

Eğer hediye ettiği kitabı daha önceden okumuş olsaydım “Hediyeni almamayı tercih ederim.” diyerek bir göndermeli şaka yapabilirdim kendisine! Çünkü Melville’in kahramanı Bartleby, hayatını bu “tercih etmeme” üzerine inşa eden biri. “Bir Wall Street Öyküsü” alt başlığını taşıyan eserin başkişisi Barleby’nin bir avukatın yanında kâtipliğe başlaması ile başlayan hikayesi, (orijinal ifade ile söylersek) “I would prefer not do!” cümleleriyle gelen eylemsizlik, bir nevi “pasif direniş / intihar” olarak devam eder. Kendisine verilen ne iş varsa, kendisini ilgilendirecek ne kadar gereklilik varsa; hatta yemek yemesi, bir şeyler içmesi bile gerektiği anlarda “Yapmamayı tercih ederim!” gibi kuru bir cümleyle (aslında büyükçe bir ironi dahilinde) yaşamını dünyevilikten de uhrevilikten de uzak bir şekilde devam ettiren ve sonlandıran tam bir “anti-kahraman” olarak bize sunar kendisini Bartleby.

Borges’in, “Evrenin gündelik ironilerinden biri olan gerçek faydasızlığını gösteren üzücü ve gerçek bir kitap.” olarak nitelendirdiği bu eseri ve esere adını veren kahramanımızı Kafka’nın habercisi olarak görmesi de boşuna değil. Melville’nin ilk olarak 1853’te bir dergide iki bölüm olarak yayımladığı bu eseri; hem Kafka’nın, hem muhteşem ironi dolu olayları ve kahramanlarıyla Beckett’in bir öncüsüdür. Sert, baskıcı bir toplum içine hapsedilmiş bir vatandaş-birey-sanatçı vb. olarak bir metaforik “akıl hastalığı”, bir “direnişçi” olarak da okuyabileceğimiz Bartleby karakteri, zaten tam da “öncül”ü olduğu eserlerde bir hayalet olarak dolaşır. Kafka’nın “böceği” ile Beckett’in gelmeyen “Godot”su arasında durmayı tercih eder, eğer bir şey tercih edecekse!

Peki, bu “uyumsuz adam” Bartleby’nin kaderi, yani bir kitap olarak Katip Bartleby'nin kaderi ne olmuştur ülkemizde? Yazının başında da belirtiğim gibi, bir(1) lira tezgahlarına kadar düşmüştür bu eser. Dünya edebiyatında saygın bir yeri olan Melville ve öncü olan eseri “Katip Bartleby” tüm edebiyat okurlarının mutlaka okuması gereken bir eserken; kimsenin dönüp bakmadığı bir kitap tezgahında gün ışına çıkabiliyor ancak(!). 1991 yılındaki baskısından sonra epey bir ortalarda görünmeyen kitap, çok sonra yine İletişim yayınları tarafından basılıyor. 2011 yılında ise ancak, üçüncü baskıya çıkabiliyor! Yeni bir Kaya Genç çevirisi ile de Helikopter Yayınları eseri tekrar basmış bulunmakta. (Ama Borges’in o meşhur önsözünü almamışlar, yine de bu eseri hiç okuyamamaktan evladır.)

Dünya edebiyatının “kült” bir eseri olan, “ben iyi bir okurum” diyen herkesin mutlaka okuması gereken bir eser Katip Bartleby. Fransız filozof Jacques Derrida’nın “Bartleby’nin verdiği cevaba benzemeyen cevapta, karanlık, düzen bozucu, komik ve yüce bir ironi vardır.” sözünü aklımızda tutarak, bu eseri mutlaka okuyalım.

Okuyalım ki sonunda şöyle demeyelim:


“Vah Bartleby, vah insanlık!”

3 yorum:

  1. Bir de Babil kitaplığından çıkmıştı:

    http://www.kitapyurdu.com/kitap/katip-bartleby-babil-kitapligi/302796.html

    YanıtlaSil
  2. Okurlar bari "Bu kitabı almamayı ve okumamayı tercih ederim!" demesinler.

    YanıtlaSil
  3. Bir öykücünün peşine takılmanın güzel yanlarından biri sadece onun öykülerini okumak değil, aynı zamanda onun öykülerinde selam verdiği diğer yazarlarla, kitaplarla tanışmaktır. İyi ki varsınız sevgili Doğukan :)

    YanıtlaSil